Gelecekteki Kendinizle Yüzleşmek

Yapay zekâ (YZ), günümüz dünyasında teknolojinin en hızlı gelişen ve en çok merak edilen alanlarından biri haline gelmiştir. İnsanın düşünme ve öğrenme yeteneklerini taklit eden bu teknoloji, birçok sektörde devrim yaratma potansiyeline sahip. İnsana ait olan öğrenme ve akıl yürütme özelliklerini taklit eden yapay zekâ, birçok alanda aktif olarak kullanılmakta. Özellikle son zamanlarda büyük bir ilerleme kaydeden bu teknoloji sağlık, eğitim, finans, otomotiv gibi pek çok sektörde öne çıkmaktadır. Her teknolojik gelişmede olduğu gibi yapay zekanın da bu şekilde ilerlemesi gelecekte birtakım etik problemlerin yaşanabileceğini göstermektedir. Zira işsizlik, güvenlik ve yalnızlaşma bu alanda ortaya çıkacak temel sorunlardan biri. Bu noktada işin sosyolojik boyutunu göz ardı etmemek önemli. Geldiğimiz an itibari ile yapay zekâ, bir bilim ve sektör alanı haline gelmiş durumda. Buradaki temel amaç, insan zekâsının karakteristik özelliklerini bilgisayar ortamına aktarmaktır. Ancak böyle bir ilerlemenin zamanla insanlığa hükmeden bir boyuta evrilmeyeceğinin garantisi yok. Örneğin, geçenlerde euronews.com haber sitesinde gördüğüm bir başlık dikkat çekiciydi. Haber başlığı şu şekilde: “Dünyanın en iyi üniversitelerinden MIT'de araştırmacılar, 'gelecekteki kendinizle' konuşabileceğiniz bir yapay zekâ sohbet botu geliştirdi.” Haberin detaylarına bakıldığında şu ifadeler yer almaktadır: “Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş ön baskı makalesinde, MIT ekibi uygulamalarını yaşları 18 ila 30 arasında değişen 344 kişi üzerinde test etti. Dijital yaşlı benlikleriyle sohbet ettikten sonra kullanıcıların "kaygılarının azaldığı" ve "olumsuz duygular" ya da "motivasyon eksikliğinin" azaldığı tespit edildi. Sonuçlar hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulsa da Vlaev, etkinliğin muhtemelen sohbet robotunun otantikliğine bağlı olacağını söyledi. “Dijital olarak yaşlandırılmış bir görüntünün kullanılması akıllıca bir dokunuş çünkü kişinin kendisini gelecekte görselleştirmesi süreklilik ve gerçekçilik hissini daha da artırabilir." Vlaev ayrıca, "Ancak, insanların gelecekteki benlikleriyle etkileşime girmelerinin bir sonucu olarak farklı bir şey yapıp yapmadıkları, davranışlarını değiştirip değiştirmedikleri net değil" diye ekledi.” Bu tarz yapay zekâ örneklerinin insanların bireysel yalnızlaşma risklerine kapı araladığı bir gerçek. Zaten sosyal medya platformlarına hapsolmuş beyinler, ilerleyen bu tarz teknolojilerle daha da körelecektir..