Bir yılı ardımızda bırakıp, 2025 yılının ilk haftasını da tamamlarken, gecikmeli de olsa sevgili okurların ve toplumun her ferdinin yeni yılını kutluyor, sağlık ve huzur dolu bir yıl diliyorum.
Klasikleşmişte olsa, uğurladığımız her yılın ardından giden yıl da ülkemize damga vuran gelişmeler ve bunların artçılarının yeni yılda ve yıllarda neler olacağına bakmak gerekiyor.
Hiç kuşkusuz, 2024 yılına damga vuran en önemli siyasi gelişme, 31 Mart yerel seçimlerinde, kazandığı yerel yönetimlerin yanı sıra, CHP'nin 47 yıl sonra oy dağılımında 23 yıllık AKP iktidarını geçip birinci parti olmasıydı. İktidarın başta ekonomi olmak üzere devletin tüm olanaklarını seçimi kazanmak için kullanmasına rağmen, Ana Muhalefet Partisi'nin bunu başarmasının en önemli nedeninin, halkın ekonomi, işsizlik, yoksulluk ve yolsuzluğu günlük yaşamında daha çok hissetmesi olduğunu unutmamak gerek.
CHP'nin "Zafer" olarak tanımlanan yerel seçim sonuçlarını nasıl değerlendireceği ise yeni yılın ilk haftasında henüz soru işareti olarak karşımıza çıkıyor. Giden yılın son yarısında, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Erdoğan ve Bahçeli ile diyalog arayışının kısa sürede, AKP ve MHP tarafından "Erdoğan'ın Anayasa'ya rağmen yeniden Cumhurbaşkanı adayı olma ve TBMM de, Anayasa değişikliğini sağlayacak parmak hesabı hamlesi olduğu gündemi yeniden alt üst etti. Uzun süredir Cumhur İttifakının gündeminde olan, "Yeni anayasa" için kurmak istediği, anayasa masası ise muhalefetin, "Erdoğan'ın sınırsız adaylık" hesabı yaptığı gerekçesiyle kurulamadı. Bu aşamada da, hiç, kuşku yok ki, giden yıla damga vuran en büyük hamle MHP lideri Bahçeli'den geldi. Bahçeli'nin; "Öcalan TBMM de konuşsun, umut hakkından yararlansın" çağrısı, özellikle DEM Parti tarafından "Yeni Çözüm Süreci" olarak değerlendirildi. DEM Parti'nin MHP lideri ile görüşmeler, TBMM de temsil edilen partilerle görüşme isteği, 2025 yılının siyasi olarak, toplumsal barışı etkileyecek gelişmelerin habercisi olarak görünüyor.
Bu noktada da, CHP siyasi strateji olarak doğru bir adım attı. Ekonomik sorunlar, emeklilerin durumu, Gezi tutukluları, milletvekilliği düşürülen Can Atalay'ın durumu, AYM ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, kayyum sorunu ile belediyelerin borç yüküne ilişkin eleştiri ve önerilerini, kitlesel mitinglerle gündeme getirme hamlesi, iktidara sandığı getir çağrıları, sokaktan da henüz yetersiz olsa da destek görmeye başladı.
Özetle, giden yılı, ekonomik sorunların, enflasyonun, altında ezilerek "yeter artık" diye giderek ses yükselten milyonlar siyasete yeni yol haritası çizdirirken, gelen 2025 yılının seçim mi? geçim mi? tartışmalarıyla yeni boyutlar kazanacağını unutmamak gerek. Yine de, gelen yıl giden yılı aratmasın ve gelecek güzel yılların habercisi olsun dileğiyle yeni yılınızı kutluyorum.
(TUNA BÜYÜKŞAHİN)
YORUMLAR